Kafeinsiz hayat? ooo nooo!

|
Bir bardak kola içerken, bardağın içine gözlerimi dikmiş, geçmişimi gözlemliyordum. Koladaki karbondioksit misali tepelere çıkmak için savaşan geçmişimi.

Aniden falcının küresi oldu kola bardağım.

Evet ne var? Geçmişim buydu, bir bardak asidi kaçmamış kola.

Hikaye şöyle: Şişeyi devirince ilk olarak dopdolu görünen bardak, numaracının önde gidenidir. Baştan aşağı kolaya bulanmış gibi kasılsa da kısa bir süre sonra yarısından fazlasının sadece kola köpüğü olduğunu ele verir. Şansım varsa zamanla yarışabilip yuttuğum o köpük var ya, derhal yok olur.

Ve acı gerçek, "Geride kalan bir avuç yalan!" diyerek kırolaşmak istemem ama,
"Geride kalan kolanın kendisidir, bardağın yarısını bile dolduramayan!"
"Sonlarına doğru da fazla şekeriyle bayan..."
"Asidiyle mideni şişiren, patlatan!"
Hayır bu değilim. Olmuş gibi yaptım. Hiç olmadım.

Kola bardağımı bir kenara koyup biraz daha elit olmaya karar verdiğim yükseliş dönemime geçelim.

Filtre kahveye benzeyen bu son durumumla çok daha mutlu ve harikulade olduğumu sağır sultan bile duydu.

Çünkü kahvem sıcacık, çünkü uçup giden köpüğü yok, çünkü fincan bir fil büyüklüğünde, çünkü kahvenin yanına cocopops veriyorlar.

Ve çünkü, kahveden bir yudum alırken bir önceki yudumu özlüyorum.....

Bazen ait olduğunuz yeri seçmekte zorlanırsınız. Bazense siz seçmezsiniz, o yer gelir ve sizi bulur... Yerim ben o yeri :)

Korku yok, kurnaz oyunlar yok, tavşan uykusu yok,  kırılan kalpler yok. Filtre kahveme biraz süt eklerken, işte yine gülümsemek var :)

Anasayfa