Sarı çizmeli mehmet ağa gel benim hesabı da öde =(

|
Yağmurdan kaçanlar Bursa'da hakikaten de doluya tutuldular. Ben de onlardan biriydim. Son günlerde sürekli yağmurdan kaçtım ve her seferindeee... hay aksi... doluya tutuldum.
Öylece dondum, dolu parçası oldum.
Kalemim kısır kaldı, iştahım kaçtı, sigara limitim arttı, param azaldı, umudum yol aldı...
Saçma sapan şarkılar dinlemeye başladım. Kapı gıcırtısına oynamayı unutup kapı gıcırtısına ağlamayı huy edindim.
Kendimi milyarlarca kez sorguladım - sorular yağmur oldu, sonra da dondu, dolu oldu. Mantıklı sorgulamalarda hatalı değildim. Kendini unutup benim derdime düşen bir adam vardı karşımda.
Saçmalıktı anlattıkları! Baştan sona saçmalıktı! Bu saçmalıklarla işim neydi?
İşim çoktu... İşim zordu...
Gözleri gerçekti! Acısı gerçekti...
Beni uçurumdan attı; hal böyle olunca, mantıksız sorgulamalarla çarpıştım - bir kez olsun ben de kendimi unutup onu anladım.
Benim için tuttuğu yasa ortak olmam için elinden geleni yaptı, tek laf etmedim. Acısını hissettim. Sonuç? Suç ve ceza! Kendimi affetmem gerek......................................... e hadi bir şarkı hediye edeyim kendime, tuz niyetine...
onlar yanlış biliyor - candan erçetin

ben geldimm

|

Beyaz tebeşirim arsız parmaklarımla flört ederken
Ruhuma uçan tebeşir tozlarını yutmak neden elzem:(
Huyum oldu aniden dirilmeler tam yerinde ölmüşken.
Sonsuzluk yerine son var bizlere, hazır ölüm demişken..
Olduğum yerde kalmam gerek sen son'una koşarken
Tebeşirime yüz verdim, aklaştı cümlem aniden
Umuduma yol verdim, uçmadı benim içimden
Umudumla barıştım, delirdi sevincinden:)
Kendimi de affettim, olmaz düşman yarenden.
Melankoli gezintide, firar etti inceden...
Aç kapılarını dünya, e ben geldim yeniden ;)


c.alver

"İç"li şiir =)

|

İçimde bir boşluk... İçimde bir sancı...
Neyleyim akılları durdurmayan inancı!
Sevdamız tam değil , hani bunun karası?
Neşeyle katık edebildik mi en acı yasları?...
Özgürlüğe hasret kalmış saklı gözyaşları...
Neyin yoluna koysam bilemedim bu başı!

İçimde bir boşluk... İçimde bir sancı...
Yolcu olamadım ki bulayım bir hancı!
Bu gece hüznün işi yok, geldi bana bulaştı.
Ne dünü düşünürüm ne de meçhul yarını...
Bu gece gönül bana bir "ben"i hatırlattı...
Bu gece hayat bana fısıldadı "aşk"ı....


c.alver (ne zamandır yazmamıştım - şiirde teklemeye mi başladım neeeeey? =) )

Beni Bursa sokağında vurdular =)

|
Manevî açlığımı son zamanlarda buzdolabı açlığı sanıp 45 kilonun üstüne çıkmayı başarabildim. İşin komiği, cılız halimle daha mutluydum; malum, "Kalbim büyüdükçe beden küçüldü!" diyordu birileri. Kocaman kalpli ve küçücük bedenli olma arzusundaki ben, derhal bunun yollarını aramaya koyuldum. Kendimi plansızca yollara vurdum. Ankara'da hep yaptığım gibi...Unutamadım başkentteki şu beni...

Dün Bursa ile aramda barış ilan ettim! Bursa'dakilerle değil, Bursa'nın kendisiyle flört ettim. Üstelik ilk adımı atan ben değildim. Birşeylere yeniden başlamalıysam, önce yeniden benimsemeyi öğrenmeliydim. Bursa beni seviyorsa, Ankara'yı zihnimden silmemi istiyorsa, birkaç şey daha yapacaktır benim için. Ve yapacaktır, neredeyse eminim.

Bursa dün tekrar yeşildi. Dün tekrar ılıktı atmosferi. Elimi uzatıp okşamamın vakti gelmişti bu şehri... Sırtımı dönüp yok saymamdan iyiydi... Şehirlere takılıp kalmaktansa, tüm şehirleri bir bilmek en güzeliydi. Aşklara takılmaktansa, ayrı ayrı tutmaktansa herşeyi, tercihim artık
tek bir Aşk ateşiydi...

Zeki Müren'i Bursa sokağında vurmuş olsalar ne yazar, bana Bursa sokağında can vereceklerdi:
beni bursa sokağında vurdular

kimsin seeeeeeeen

|
Şehirler gibisiniz. Bir tarafı lüks, temiz, ışıl ışıl, gösterişli; bir tarafı virane, gecekondu, çinçin mahallesi tipinde. Turistler gelir, Tunalı tarafınızı gösterirsiniz. Ama Ulus gençliği de yatar içinizde. Onlar bilmez. Çoğu zaman siz bile bilmezsiniz, yok sayma, unutma konusunda çok yeteneklisiniz.

Önce turistleri inandırırsınız ne kadar mükemmel bir şehir olduğunuz konusunda. E tabi sonra kendiniz de inanırsınız buna. Mamak evlerine doğalgaz hizmeti gecikir, Bahçeli'den ibaret sanki şehir = ) Kötü yönler böylece sandıkta kalır, kokuşur, sararır, ama yok olmaz.

Kim ait olduğu yerde? Kim ait olduğu evde yaşıyor, ait olduğu işi yapıyor? Hayallerde bile yaratıcılık kalmadı. Herkes aynı hayali kuruyor. Biraz daha kendiniz olmak neden bu kadar zor? Hayır efendim, beni gayet de ilgilendirir, içinde yaşadığım şehrin 7. Cadde'den çok daha pislik bir yer olduğunu bilmeye hakkım var.

Şunu anlamakta yarar var: kendinize karşı bu kadar hoşgörülü olmayın, bu hoşgörü değil; kocaman bir boşgörü.

Lafı fazla uzatmaya gerek yok, yeni bir icat sunmuyorum, icat edilmiş ve unutulmuş şeyleri hatırlatmaya çalışıyorum.

Yine de,
-Ne mutlu "mükemmelim" diyene! , demekte inat eden mutlu kutlu şahıslardansanız,
-iyi "dertler" arkadaşlar.......... Kaybınız, hafızanız.

*Saygılar*

bir de baktım ne göreyim !

|
Ben de ne zamandır nerelerde bu nöron patlamalarım diyordum; bugün hatırlattılar kendilerini sağolsunlar. Hayatımı bir çöplükmüş gibi, olabilecek en umursamaz ve bencil halleriyle bir kenara atan takım elbiseli tipitipler sebep oldu püsküren lavlara. Olanlara objektif bakamam, kusura bakmayın. Herkes herşeye objektif baksaydı, olanlar olmazdı zaten. Benim hayatım objektif olarak ele alındığında bir çöplük değil çünkü. Yahu bırakın ayağıma çelmeler yerleştirmeyi! Dizlerimi kanata kanata anemi yaptınız beni! Bir adet alyuvarım kalmasa da yine de yürüyeceğim, haberiniz ola. Bir gün benim de subjektif olma lüksüm olacak. Kolay gele... Haksızlıklar, adaletsizlikler dünyasına zatım hoşgele. Kimyasal değil artık sorun, "kim yasal?" olmalı soru'n.

Anasayfa